Madem Ele Gel Bele...
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Madem Ele Gel Bele...

Tarif Derken...
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yapBakkal Defteri

 

 >>>DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ <<<

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Fenerli
Süper Admin
Süper Admin
Fenerli


Erkek
Mesaj Sayısı : 86
Yaş : 33
Rep Puanı : 1
+ Rep : 266
Kayıt tarihi : 07/03/09

>>>DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ <<< Empty
MesajKonu: >>>DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ <<<   >>>DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ <<< I_icon_minitimePtsi Mart 23, 2009 2:22 pm

DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ



A. DAĞ OLUŞUMU HAREKETLERİ (OROJENEZ)



1. Kıvrılma



Akarsular, rüzgârlar ve buzullar gibi dış kuvvetlerin aşındırdığı maddeler, yer kabuğunun büyük çukurluklarında biriktirilir. Bu çukurluklara jeosenklinal adı verilir.



Jeosenklinallerde biriktirilen tortul maddeler, çeşitli yan basınçlara uğrarlarsa kıvrılarak deniz yüzeyine çıkarlar. Böylece yeryüzünün büyük kıvrım dağları oluşmuş olur. Kıvrılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere antiklinal, alçakta kalan kesimlere de senklinal denir.



Avrupa’da Alp’ler, Asya’da Himalaya’lar, Türkiye’de Toros ve Kuzey Anadolu Dağları bu tür hareketlerle meydana gelmişlerdir.



2. Kırılma



Yer kabuğunun eskiden beri kara haline geçmiş, katılaşmış kısımları, yan basınçlara uğradığı zaman bükülüp katlanamazlar. Bu nedenle, bu gibi yerlerde kıvrılmalar yerine kırıklar meydana gelir. Kırıkların iki yanındaki kısım birbirine göre yer değiştirirse, bu özellikteki kırığa fay denir. Kırılma sonucunda yüksekte kalan kesimlere horst, alçakta kalan kesimlere de graben denir.



Türkiye’de, en yaygın horst ve graben sistemi Ege Bölgesi’nde bulunmaktadır.





B. KITA OLUŞUMU HAREKETLERİ (EPİROJENEZ)



Kara ve denizlerde düşey doğrultudaki alçalma yükselme hareketlerine epirojenez denir. Başka bir ifade ile, yer kabuğunun geniş alanlı yaylanma hareketleridir.



Farklı yoğunluktaki yer kabuğu parçaları manto üzerinde dengeli bir biçimde dururlar. Bu olaya izostazi, dengeye ise izostatik denge denir. Herhangi bir yerde epirojenez olayının olabilmesi için, izostatik dengenin bozulması gereklidir.



İzostatik dengeyi bozan olaylar şunlardır:



İklim değişiklikleri

Yeni bir dağ oluşumu

Engebeli yüksek yerlerin fazla aşınması

Deniz çukurluklarında tortulanmanın fazla olması



İzostatik dengeyi bozan yukarıdaki olaylar sonucu karalar hafiflemekte ve yükselmektedir. Karalar yükselince deniz seviyesi gerilemekte, deniz altındaki alanlar kara haline gelmektedir. Bu şekilde, deniz seviyesinin alçalması olayına regresyon denir.



Karalardaki, lâvlar, birikmeler, buzullaşma, vb. olaylar sonucunda da karaların yükü artmakta ve ağırlaşarak ya da iç kuvvetlerin etkisiyle çökmektedir.



Bu alçalma sonucunda denizler karalara doğru ilerlemekte ve kara parçaları sular altında kalmaktadır. Bu şekilde, deniz seviyesinin yükselmesi olayına da transgresyon adı verilir.



Epirojenik hareketlere örnek olarak, İskandinav Yarımadası ve Kanada verilebilir. Buzul çağında buralarda 1 – 2 km kalınlığında bir buz tabakası vardı. Sonradan buzullar eriyince, karaların üzerindeki yük azaldı ve mağmaya doğru gömülen bu kara parçaları tekrar yükselmeye başladı. Bu yükselme, günümüzde de yavaş yavaş devam etmektedir.



Epirojenik hareketler, Türkiye’de de olmaktadır. Anadolu milyonlarca yıldır yükselmekte, buna karşılık Karadeniz ve Doğu Akdeniz havzaları çökmektedir. Buna bağlı olarak, Çukurova Havzası ile Ergene Ovası hızlı bir çökme içine girmişler ve tortulanma alanı olmuşlardır.





C. VOLKANİK HAREKETLER (VOLKANİZMA)



Yer’in derinliklerinde bulunan mağmanın, yerkabuğunun zayıf kısımlarından yeryüzüne doğru yükselmesine volkanizma denir.



Katı, sıvı ya da gaz halindeki maddelerin yeryüzüne çıktığı yere volkan ya da yanardağ, bu maddelerin çıkışına da püskürme denir. Püskürdüğü bilinen volkanlar etkin volkanlar, püskürdüğü bilinmeyen volkanlar da sönmüş volkanlar olarak adlandırılır.



Volkanlardan çıkan akışkan maddelere lav, katı maddelere de volkan tüfü (proklastik maddeler) denir. Lavların ve tüflerin yeryüzüne çıkmak için izledikleri yola volkan bacası adı verilir. Yüzeye çıkan lav ve tüfün oluşturduğu yer şekline volkan konisi, koninin tepe kısmındaki çukur kısmına da volkan ağzı (krater) denilmektedir.



Kraterlerin patlamalar ya da çökmelerle genişlemiş şekillerine kaldera denir. Kalderalar kraterlere göre daha dik yamaçlıdırlar ve genişlikleri derinliklerine oranla daha fazladır.



Volkanların şekli ve püskürme özellikleri çıkardıkları maddelere göre değişir. Volkanik etkinlikler bazen yalnızca gaz patlaması şeklindedir. Bu durumda patlama çukurları oluşur. İç Anadolu’da Karapınar ve Nevşehir dolaylarında bu tür patlama çukurları yaygındır.



Bu patlama çukurları maar olarak adlandırılır. Maarlar, volkanik faaliyetlerin yeni başladığı veya sona erdiği yerlerde daha çok görülürler.



Türkiye’deki Volkanik Sahalar



Doğu Anadolu Bölgesi’nde; Büyük Ağrı, Küçük Ağrı, Süphan, Tendürek ve Nemrut dağları

İç Anadolu Bölgesi’nde; Erciyes, Hasandağı, Melendiz, Karadağ, Karacadağ ve Karapınar çevresi

Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde; Karacadağ

Kuzeybatı Anadolu’da; Köroğlu Dağları

Akdeniz Bölgesi’nde; Hatay yakınında Hassa çevresi

Ege Bölgesi’nde; Kula (Manisa) çevresi





D. DEPREM VE ÇEŞİTLERİ (SEİZMA)



Yerkabuğundaki herhangi bir sarsıntının, çevreye doğru yayılan titreşim biçimindeki hareketine deprem denir.



1. Volkanik depremler



Volkanik püskürmeler esnasında görülen ve etki alanları dar olan depremlerdir.



2. Çöküntü (Göçme) depremleri



Kayatuzu, jips, kalker gibi kolay eriyebilen karstik sahalarda, zamanla yer altında büyük boşluklar oluşur. Bu boşlukların üstü bir müddet sonra çökerse sarsıntılar oluşur. Etki alanları en dar olan depremler bunlardır.



3. Tektonik (Dislokasyon) depremler



Yer kabuğunun derinliklerinde basınç ve gerilimler sonucu, katmanların yer değiştirme, oynama ve kırılma gibi hareketlerinin ortaya çıkardığı sarsıntılardır. Etki alanları en geniş olan ve en çok hasara neden olan depremler bunlardır.





Depremin, yerin içinde oluştuğu kısmına iç merkez (hiposantr) denir. Depremin yeryüzüne en kısa yoldan ulaştığı yere de dış merkez (episantr) denir. Deprem bilimi sismoloji, deprem şiddetini ölçen alet de sismograf olarak adlandırılır.





Depremlerin ne kadar kuvvetli olduğunu belirlemek için iki türlü ölçek kullanılır.



Richter (Rihter) ölçeği

Mercalli - Sieberg ölçeği (Şiddet Iskalası)



Mercalli - Sieberg ölçeği sarsıntının yol açtığı zarar ve değişikliklere göre düzenlenmiştir. Richter ölçeği ise, iç merkezde depremle boşalan enerjinin ölçülmesi esasına dayanır. Deprem sırasında boşalan bu enerjiye depremin büyüklüğü (magnitüdü) denir.



Yeryüzündeki en sık ve en şiddetli deprem kuşakları, ana çizgileriyle, genç kıvrımlı dağlar kuşağına ve Dünya’nın başlıca kırıklı alanlarına tekabül etmektedir.



Pasifik Okyanusu, Japonya çevresi, Antil Adaları, Doğu Hint Adaları, Akdeniz çevresi ve Amerika kıtalarının batı kesimleri yeryüzünde depremlerin en çok olduğu alanlardır.



Buna karşılık, eski jeolojik devirlerde oluşan Doğu Avrupa, Kanada, Sibirya, Grönland Adası, Avustralya ve İskandinav Yarımadası’nda hemen hemen hiç deprem olmamaktadır.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
>>>DAĞLARIN, KITALARIN OLUŞUMU, VOLKANİK HAREKETLER, DEPREM VE ÇEŞİTLERİ <<<
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» >>>KAYALARIN ÇÖZÜLMESİ, TOPRAK OLUŞUMU VE TOPRAK ÇEŞİTLERİ <<<
» >>>TÜRKİYE'DEKİ FAY HATLARI, DEPREM ALANLARI VE DEPREMDEN KORUNMA YÖNTEMLERİ <<<
» >>>NEM VE NEM ÇEŞİTLERİ, YOĞUNLAŞMA, BULUTLAR, SİS <<<
» TÜRKİYE’NİN KULLANDIĞI ENERJİ ÇEŞİTLERİ
» >>>GÖLLERİN OLUŞUMLARI, ÇEŞİTLERİ VE DAĞILIŞLARI <<<

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Madem Ele Gel Bele... :: Lise Bilgileri :: Coğrafya-
Buraya geçin: